Mimoza Sürgünü-Nazan Bekiroğlu

Kitabın Adı: Mimoza Sürgünü

Yazarı: Nazan BEKİROĞLU

Yayınevi: TİMAŞ Yayınları

Sayfa Sayısı: 278

Benim Puanım: 9/10

Daha önceki yazılarımda da bahsetmiştim, Yaz Şenliği' nde beni en çok sevindiren kategorilerden biri 29. Kategori idi. Birçok keşfetmediğim yazarı keşfetmeme, okumama ve en güzeli de tanımama sebep olduğunu düşünüyorum. Aynı kategori için daha önce Deliduman-Emrah Serbes ve Boş Koltuk-J.K.Rowling kitaplarını okumuştum(Kitap yorumları için üzerine tıklayınız). Ama en zorlandığım kısım Türk-kadın okumadığım yazar bulma kısmıydı. Bunun için iki alternatifim vardı, ancak indirimden almış olduğum bu kitap alternatifimi tartışmasız bir şekilde bire indirdi.

Kitabı elime ilk aldığımda sevmemekten oldukça korktum, çünkü herhangi bir roman değil deneme türünde bir kitap. Romanlarda da yazarın düşünce ve duygularını yansıtmasını izlersiniz, ama denemelerde yazarın kalemi ile duyguları arasındaki perdenin tamamen kalktığına inanırım. Nitekim bu kitapta da o şekilde birbirinden güzeli bazen durgun ilerleyen denemeler dolu. 

Aslında kendimi şanslı sanıyorum son zamanlarda okuduğum iki deneme türü kitap da benim için oldukça anlamlıydı ( Önceki deneme kitabım Montaigne- Denemeler idi). Bir kez daha anladım ki kitaplar gerçekten okunma zamanını kendileri seçiyor :)

Nazan Bekiroğlu' nu anlamam için sanırım en doğru kitabından başladım okumaya. Kitaptaki denemelerden gördüğüm Nazan Bekiroğlu idealist, seyahat etmeyi, okumayı, araştırmayı seven güçlü bir kadın. Güçlü deyimi sanıyorum yerinde olur çünkü daha önceki kitaplarını okumamış olsam da kitapları yazarken yaşadığı olaylardan denemerinde sıkça bahsetmiş, ve araştırmaları sonucu birçok çarpıcı gelişme ile karşılaşmış, araştırmaktan yılmamış, inanmaktan yılmamış ve en güzeli empati yapabilmiş. Beni en çok etkileyen deneme ise mezuniyet ile ilgili yazmış olduğu idi. O kadar güzel bir şekilde bir öğretmenin bakış açısını anlatmış ki, ve ardından o kadar güzel bir şekilde sahnenin öbür tarafına geçip kızının törenindeki duygularını aktarmışki... Okuduktan sonra tek düşündüğüm "Hayatta hangimizin, hangi tarafta olacağı asla belli olmaz."... Bir bakmışsın sahnedesin, bir bakmışsın izleyenler arasında...


Kitap Nasıl İlerledi & Bana Neler Kattı

Kitap nasıl ilerledi kısmında gerçekçi olmak gerekirse bazı denemelerde mod oldukça düşüktü ve her deneme ortalama 3 sayfa olmasına rağmen bitse diye zor okuduklarım oldu. Ancak bunun sebebi yazarın kalemi asla değil. Konunun ve düşüncelerinin benim ilgimi çekmemiş olmasıdır. Ancak dedim ya bazı kısımlar için bütün bir kitabı yakamayız :) 

Bana neler kattı kısmında, bana koskocaman bir İran kültürü merakı bıraktı! O gezileri sırasında yazmış olduğu denemeler, aman Allah' ım! Hemen yola çıkıp gidip görmek isteği yarattı, hatta bazı denemelerde öyle kişilerden, yerlerden güzel bahsetmişki monitöre yapışıp bu yerler, kişilerle ilgili resimler yazılar araştırdım. Bunun dışında araştırma merakı ölmeyen, çevreye duyarlı bir kadın yazarımızla tanıştım (Benim deyimimle güçlü).

Bir de yaz şenliği kapsamında 10 puanı kaptım :)

Altını Çizdiklerim

"Kendi kendimize masallar yazıyoruz, nasılsa kalem bizim elimizde. Olmadık yerde büyüler yapıyoruz. Kendi kendimizi inşa ediyoruz görkemli planlar üzere. Kendimiz seviyoruz aslında, kendimizi yazıyoruz. Kendimize aşık olduğumuz için tahammülümüz yok masalın gerçek eliyle yıkılmasına, gerçeğin masalı yok etmesine. "(Sayfa 56)

"Bir şiir yazıldığında, bir aşk doğduğunda yer yerinden oynamaz oysa. Şairin kalbi şaire, aşıkın kalbi aşıka çünkü. Ama bir çocuk öldüğünde, ne diye kıyamet kopmaz ki?"(Sayfa 120)

"Şu tecrübeden misal ediyorum ki evrende hiçbir şey olup bitmiyor, sürekli tekrarlanıyor. Her şey heran yaratılıyor. Zaman çizgi gibi ilerlemiyor, dönüyör, bükülüyor. Nokta oluyor."(Sayfa 153)