19 Eylül 2014 Cuma

Yaz-Kürşat Başar

Kitap Adı: Yaz

Yazarı: Kürşat Başar

Yayınevi: Everest

Sayfa Sayısı: 328

Benim Puanım: 10/10

On bir yıl aradan sonra yazmış kitabı Kürşat Başar. Her kitabın okunacağı zamanı kendi belirler derler ya, sanırım her yazarda yazacağı zamanı böyle güzel belirleyebiliyor. On bir yıl beklemedim kitabı kendisiyle 5 sene önce tanıştım yazarın, ama emin olun beklemiş olsaydım o kadar kesinlikle değerdi beklediğime.

Yine bir Kürşat Başar kitabı, yine kitabı okurken de bitirince de kendini kitaptan sıyıramayan Elif. 
Yaz Şenliği için 1. Kategori olan size yazı anımsatan kitap için daha uygun bir kitap olabilir miydi başka açıkçası kendi adıma sanmıyorum. Ben her ne kadar eylül ayının ilk haftasında o hafif esintili rüzgarlarda okumuş olsam da en en güzel yaz kitabımdı benim.

Kürşat Başar' ı Başucumdaki Müzik ile tanımıştım. O zamanlar başka bir blogum vardı ve özene bezene yazmıştım tanıtımını. Ama kısaca kitapların altını çizmeyi bana öğreten kitap olarak tanımlasam sanırım anlarsınız ne kadar yer ettiğini! Başucumda Müzik okurken, yazanın bir erkek olduğuna inanmam çok zor olmuştu, bir kadın gözünden aşkı, ayrılığı, toplumu daha nasıl anlatabilirdi ki?

Bu defa da bir erkeğin gözünden Murat' ın gözünden Emel' i, dünyayı, Leyla' yı nasıl anlattığını gördüm. Aşk romanı sevmem pek, ama bu kitap da zaten aşk romanı değil; adeta bir yaşanmışlık, hayat... Beni mahvettin kitap! 

Kitabın konusunu fazla anlatmayacağım çünkü ısrarla diyorum ki OKUYUN!

Kitap Nasıl ilerledi, bana neler kattı?

Nasıl mı ilerledi; bu iş yoğunluğum arasında uykusuzluğuma neden olup dört günde bitti. Resmen okurken her boş dakikamda kitabı çıkarttım çantamdan. Yani akıcı değil güldür güldürdü!

Ne mi kattı; her şeyden önce edebi olarak beni tatmin etti, konu olarak içine sardı ve bir bütün olarak beni kitabın içine, karakterlerine hapsetti. Daha ne olsun?

Altını çizdiklerimden en sevdiklerim...

"O zaman kim bu devirde, televizyondaki bir diziyi, çalıp duran bir telefonda bir arkadaşın anlattıklarını, tanıyıp tanımadığı insanlara olur olmaz notlar yazmayı, bilgisayar başında geçirilen saatleri, akşama gidilecek eğlenceyi bırakıp da yüzlerce sayfalık bir romanı, satırlarını, bölümlerini atlamadan okur?"(Sayfa 53)

"-Ne istiyorum biliyor musun? diye sordu. Yüzüne baktım.
- Seni odamdaki dolabın içine saklamak...
-Dolapta mı? diye güldüm.
-Gülme, dedi. Herkes uyuduktan sonra her gece çıkıp yanıma gelirsin ve bana sarılırsın..." (sayfa 169)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder