30 Ocak 2015 Cuma

Silo - Hugh Howey

Kitap Adı: Silo
Kitap Yazarı: Hugh Howey
Yayın Evi: Monokl
Sayfa Sayısı: 520
Benim Puanım: 8 / 10

Bugün yorumlamaya geç kaldığım, ama hala etkisinde olduğum bir kitapla karşınızdayım. Kitabımızın künyesini zaten yorum başlangıcında görüyorsunuz, benim puanımı da. Silo benim Kış Şenliği’ nde okuduğum altıncı kitabımdı. Kitabı ilk defa kitap yorumlarını severek okuduğum Buğra Eskiçınar vasıtasıyla duymuş ve ardından da şenlik listemde yer vermiştim. Uzun süredir okumadığım tarzda bir kitaptı ve açıkçası tadı damağımda kaldı!

Öncelikle belirtmeliyim ki kitap bana George Orwell’ in Bin Dokuz Yüz Seksen Dört’ ünü anımsattı. Ne yönden derseniz; yine insanların düşünmelerini engellemek için koyulan yasaklar, hepsine verilen sınıflandırılmış işler, tüm insanları kontrol etme çabasıyla aralarındaki iletişimi minimuma indirecek düzeyde tasarımlar, insanları bilinmeyen ile korkutma dahası düzenin bozulmaması için kişileri alıştırma gibi hatları bana bu kitapları birbirine benzer kıldı.

Kitabımız bir Silo’ da geçiyor. İnsanların Silo’ larda adeta saklanan tohumlar gibi yaşamasının sebebi ise, dünyanın artık insan yaşamı için uygun olmayacak derecede zehirli olması. Siloda o kadar çok çarpıcı kural var ki; bir kitabımızda en temel silo kuralı temizlik. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, silo halkı tamamen dış dünyadan kopuk değil, silonun En-Tepe’sinde bulunan camlardan dünyanın ne kadar gri olduğunu izleyebiliyorlar. İşte temizlikde bu camları silmek için silodaki işlevleri sorgulayan kişilerin, yasaklı konuları konuşan kişilerin yani bir nevi düzeni sorgulayarak isyan eden kişilerin bu camları silmek için dışarıya yani dünyaya gönderilmesi işlevi. Ancak nedense dış dünya o kadar kötü ki temizliğe giden kimse dönmüyor! Ta ki tek bir kişiye kadar! Öyle ya her isyan, her düşünce sınırları aşınca gelişip, çoğalmaz mı? İşte kitabımızda da bir kişinin silodaki temizlikten sağ çıkarak bütün bu silo düzenini açığa çıkarması ile sonlanıyor. Devamı mı? Bir sonraki kitaba...

Distopya tarzı kitapları sevenler için şiddetle önerebileceğim bir kitap. Benim için ilk yarısı az sıkıcı gelse de sonlarına doğru yok artık demeye başladım, hala daha etkisinde olduğumu da söylemeden geçemeyeceğim.

Altını çizdiğim yerler ise:

“Attığımız her adım kim olduğumuzu belirler.”

“İsyan diye bir şey gerçekte yok,sadece kademeli bir kaçış var. Sadece bilenlerin neden olduğu, dışarı çıkmak isteyenlerin yarattığı bir kaçak.”

“O iyi bir adamdı, ancak kalbi kırıktı. Bu da en iyilerini bile alaşağı eder.”


“Umutlarımız, bizden öncekilerin icraatları, dünyanın ne olabileceği... işte Miras’ ımız bu. Engel olmadığımız kötü şeyler ve bizi bu noktaya getiren hatalar... bunlar ise geçmişimiz.”

3 yorum:

  1. Kitabı beğenmenize sevindim. :) İlk başlarda dediğiniz gibi biraz yavaşlık vardı ama sonradan tamamıyla açılıyor. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu arada sizde güzel yorumlamışsınız. Umarın sizinle beraber bu roman bir kaç kişiye daha ulaşabilir. Benim hakkımdaki düşünceleriniz içinde teşekkür ederim. :)

      Sil
    2. Yorumlarınız için teşekkür ederim :) Birkaç kişiye bile iyi kitaplar önerebilirsem ne mutlu bana :)

      Sil