Yazar: Hakan Günday
Yayınevi: Doğan Kitap
Sayfa Sayısı: 360
Benim Puanım: 7 / 10
Merhabalar, hafta sonu evimde elektrikler iki gün boyunca kesik
kaldığı için Pazar günü yazımı anca bugün yazıp paylaşıyorum. İki gün elektrik
yoktu dedim diye evimi dağ başında sanmayın J Bildiğiniz İstanbul’ dayım!
Gelelim yorumladığımız kitabımıza: Bu defa sizlere okuma
listelerimde sıkça adını gördüğünüz ama henüz yeni okuyabildiğim yazar Hakan
Günday’ dan Az romanı... Kitabı Kış Şenliği kapsamında en en sevdiğim
kategorilerden biri olan 19.Kategori de daha önce okumadığım Türk-erkek yazar
için okudum.
Kitapta iki ayrı hayat söz konusu. Derdâ ile Derda’ nın birbiri ile
kitabın en başında kesişen iki hikaye, sonra ayrılan ve kitabın son sayfalarında
yeniden kesişen, hatta birbirini kucaklayan iki hikaye, iki insan ve
çevrelerindeki kötü insanlar.
Bu hayatta hiç
kimseye hiçbir şeyi tam olarak anlatamayacağını anlamıştı. Biri için ölüm kalım
meselesi olan, diğerinin gözünde toz kadardı.
Kitabın ilk sayfasından itibaren anlatılanların ağırlığı beni
oldukça yordu. Ama en çok yoran da “Gerçekte bunlar neden olmasın ki?” diye
sormama sebep olmasıydı. Her iki karakterinde başına gelen olaylar kendi
dünyamızda olması muhtemel şeyler. Derdâ’ nın okuldan alınıp, 11 yaşındayken
henüz para karşılığı İslami örgüt mensubu birilerine satılması da, Derdâ’ yı
daha anne karnındayken bırakıp giden babasının eroinden gözü dönmüşken
neredeyse kendi kızına tecavüz edeceği de, ya da Derda’ nın henüz altı yaşında
kanser annesi ile yaşamını sürdürmek için mezarlık taşı yıkayarak para
kazanması da, Derda’ nın annesi ölünce kimse onu o insanlara tecavüz eden
adamların olduğu okullara gönderilmesin diye annesini parçalayıp mezarlığa
gömmesi de, Derda’nın hapisteyken izlediği porno filmde oynayan Derdâ’ yı görüp
yüzünde çektiği acıya şahit olup ona aşık olması da... Olmaz mı olabilir?
Sanırım yukarıda oldukça özetledim aslında kitabı...Benim için
oldukça ağır bir kitap oldu. Aslında bu tarz kitapları okudukça kendi hayatıma
şükrederim, ama bu defa maalesef böyle bir dünya da var dedirtti bana yazar.
Öyle ki hayatta birçok yanlış yola sapan / sapmak zorunda bırakılan kişilerin
bile aslında doğru kişilerle, doğru yollara sapabileceğini ve insanlarda
iyi kötü ayrımının çok da doğru
olmadığını bana göre özetlemiş.
Bana göre kitabın özeti iseson sayfalarında yer alan şu paragraf
oldu:
Az dediğin, küçücük
bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var.
O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek
isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında.
Merhaba. :)
YanıtlaSilYazının içerisinde roman ile ilgili ayrıntılı bilgiler yer alıyor olabilir diye düşündüğümden, yazınızı okuyamadım ama bu romanı okuduktan sonra direkt yazınızı okuyacağım.
Hakan Günday'ı çok severim! Eğer zamanınız olursa, "Azil"i okumanızı cidden tavsiye ediyorum!
Bol okumalı günler diliyorum! :)
Merhaba, öneriniz ve sayfa ziyaretiniz için teşekkür ederim. Tavsiyenizi dikkate alacağım.
SilSizlere de iyi okumalar :)